Deri Hücresinden Bebek: Artık Bir Hayal Değil!

Cilt Hücresinden Sperm: Geleceğin Doğurganlık Teknolojisi

Deri Hücresinden Bebek: Artık Bir Hayal Değil!

Diyelim ki elinizde küçücük bir deri hücreniz var. Bu hücrenin, gelecekte kucağınıza alacağınız kendi bebeğinize dönüşebileceğini söyleseler, bilim kurgu senaryosu gibi mi gelirdi? Bundan sadece birkaç yıl önce böyle bir fikir hayal bile edilemezdi. Ancak bilim insanları bugün tam da bu hayali gerçeğe dönüştürmenin eşiğinde olduklarını söylüyorlartheguardian.com. Laboratuvarda cilt veya kan hücrelerinden sperm ve yumurta üretip sağlıklı bir bebeğe giden yolu açacak teknolojiye kısaca IVG (in vitro gametogenez) adı veriliyor. Peki, “deriden bebek” yapma fikrinin ardındaki bilimsel temel nedir ve bu teknoloji insanlarda doğurganlık sorunlarına nasıl çare olabilir? Gelin, bilim kurgudan gerçeğe uzanan bu heyecan verici yolculuğa birlikte bakalım.

IVG Nedir? Cilt Hücresinden Yumurta ve Sperm Üretmek

IVG, yani in vitro gametogenez, laboratuvar ortamında işlevsel insan gametleri (yumurta ve sperm) üretmeyi hedefleyen bir üreme teknolojisidirnuffieldbioethics.org. Bu yöntemde bilim insanları, öncelikle yetişkin bir bireyden alınan deri veya kan gibi sıradan vücut hücrelerini genetik olarak yeniden programlayarak kök hücre haline getiriyor. Bu kök hücreler, tıpkı erken embriyonik gelişimde olduğu gibi, vücuttaki herhangi bir hücre tipine dönüşebilme potansiyeline sahip hale geliyor. Ardından özel sinyaller ve kimyasal talimatlar kullanılarak, bu hücreler üreme hücresi öncüleri olan primordiyal germ hücrelerine dönüşmeleri için yönlendiriliyortheguardian.com. Son adımda ise, bu öncü hücreler laboratuvarda geliştirilen minyatür yapay organ benzeri ortamlar olan organoidlere yerleştiriliyor. Bu organoidler, gerçek bir yumurtalık veya testisin ortamını taklit ederek, hücrelere doğru zamanda doğru sinyalleri veriyor ve onların olgun bir yumurta veya sperm hücresine dönüşmesine olanak tanıyortheguardian.com.

Bu süreç kulağa karmaşık gelse de, özünde vücudumuzda doğal olarak gerçekleşen gamet oluşumunun laboratuvar taklidi diyebiliriz. Başarıyla tamamlandığında, IVG sayesinde bir kişinin kendi genetik materyalini taşıyan sperm ya da yumurta hücreleri üretilebilir. Üstelik bu hücreler döllenme için kullanılabilir hale gelirse, kısırlık (infertilite) sorunu yaşayan pek çok kişi için yepyeni bir umut ışığı doğacaktır. Nitekim uzmanlar, IVG'nin gelecekte tüm infertilite türlerini – kadına ya da erkeğe bağlı olsun – tedavi edebilecek potansiyele sahip olduğunu belirtiyorivf.net. Yani teorik olarak, vücudu hiç sperm üretmeyen bir erkek de, erken menopoza girmiş ve yumurtası kalmamış bir kadın da, kendi deri hücrelerinden elde edilecek yapay gametlerle çocuk sahibi olabilecek. Hatta “cinsiyetten bağımsız” bir çözüm olacağı için, bu teknoloji aynı cinsiyetten çiftlerin de genetik olarak ortak çocuk sahibi olabilmesinin önünü açabilirnuffieldbioethics.org.

IVG şimdilik klinik uygulamalarda kullanıma girmiş değil; araştırmalar büyük ölçüde hayvan modelleri ve laboratuvar deneyleri düzeyinde devam ediyornuffieldbioethics.org. Ancak son yıllarda, özellikle fare modellerinde elde edilen sonuçlar, bilim dünyasını heyecanlandıracak derecede başarılı. Bir sonraki bölümde bu çığır açıcı gelişmelere göz atalım.

Laboratuvarda Doğan Fareler: İlk Adımlar ve Başarılar

Bilim insanları, IVG teknolojisinin temelini önce hayvan deneyleriyle atmaya başladılar. Özellikle fareler, üreme biyolojisindeki pek çok buluşta olduğu gibi, IVG alanında da öncü model oldu. Yaklaşık on yıl önce Japon bilim insanı Prof. Katsuhiko Hayashi ve ekibi, kök hücrelerden elde ettikleri ilk sağlıklı fare spermlerini üretmeyi başardılar; birkaç yıl sonrasında ise laboratuvarda üretilen yumurtalarla sağlıklı yavru fareler dünyaya getirdilerstatnews.com. 2016 yılında yapılan bu deneylerde, deri hücresinden üretilen yumurtalar laboratuvarda döllenerek sağlıklı ve doğurgan yavrular verebildistatnews.com. Nitekim Guardian gazetesi, “laboratuvarda büyütülen yumurtaların kullanılmasıyla farelerde sağlıklı yavrular elde edildiğini” yazarken, üstelik bunlara “iki biyolojik babası olan farelerin de dahil” olduğunu belirterek bu gelişmenin ne denli çarpıcı olduğunu vurguluyordutheguardian.com.

Gerçekten de, lab ortamında üretilen gametlerden doğan fareler bilim camiasında büyük ses getirdi. Sadece tek tük deneme değil, birden fazla laboratuvar bağımsız olarak benzer başarılar elde etti. Bir haber kaynağı bu durumu “bilim insanları kök hücrelerden fare yumurtası üretip laboratuvarda besleyerek bir düzineye yakın sağlıklı fare doğmasını sağladı” diyerek özetliyorducordis.europa.eu. Yani, ortada artık teorik bir fikir değil, elle tutulur bir kanıt vardı: Bir memelinin vücut dışındaki hücrelerinden, yine memeli yavrular üretebilmek mümkün!theguardian.com

IVG’de Önemli Kilometre Taşları

Aşağıdaki tabloda, IVG alanında kaydedilen bazı önemli gelişmeleri sıraladık:

Yıl Gelişme
2011 İlk kez kök hücrelerden işlevsel sperm hücresi üretildi (fare)statnews.com.
2016 Kök hücrelerden işlevsel yumurta hücresi üretildi; lab ortamında döllenerek sağlıklı yavru fareler dünyaya geldistatnews.com.
2023 Prof. Hayashi’nin ekibi, iki erkek fareden gelen hücrelerle yavru fare elde etti (bir erkeğin hücresi yumurtaya dönüştürülüp diğerinin spermiyle döllendi)ivf.net.
2024 İnsan kök hücrelerinden gamet oluşumunun kritik bir adımı başarıldı: Dr. Mitinori Saitou ve ekibi, insan kök hücrelerinde epigenetik yeniden programlama sürecini başarılı kılan kültür koşullarını keşfederek olgunlaşma yolundaki germ hücrelerini (pro-sperm ve pro-oogonium) elde ettiivf.net. Bu, insan IVG araştırmalarında önemli bir dönüm noktasıdır.
2025 Uzmanlar, uygun koşullarda 5-10 yıl içinde laboratuvarda insan spermi veya yumurtası üretmenin mümkün hale gelebileceğini öngörüyortheguardian.com. Birleşik Krallık’taki üst kurul (HFEA) ise IVG teknolojisinin kullanıma hazır olma eşiğine yaklaştığını rapor ettitheguardian.com.

Yukarıdaki gelişmeler özellikle 2025 yılına geldiğimizde ivme kazanmış durumda. Örneğin, Ocak 2025’te Birleşik Krallık’taki Fertilizasyon ve Embriyoloji Otoritesi (HFEA), laboratuvarda sperm/yumurta üretiminin “kullanıma oldukça yakın” olabileceğini duyurdutheguardian.com. Temmuz 2025’te Paris’te düzenlenen Avrupa İnsan Üremesi ve Embriyoloji Topluluğu (ESHRE) konferansında konuşan Prof. Hayashi, kendi laboratuvarının yaklaşık 7 yıl içinde insanda başarılı IVG’ye ulaşabileceğini tahmin ettiğini paylaştıtheguardian.comtheguardian.com. Başka önde gelen bilim insanları da bu takvimi gerçekçi buluyor ve “bilim o kadar hızlı ilerliyor ki 5-10 yıl içinde laboratuvarda insana ait yumurta veya sperm elde etmek gayet mümkün, bu hayalci değil gerçekçi bir tahmin” diyerek toplumu şaşırtabilecek bir hızdan bahsediyorlartheguardian.com.

İki Babalı Yavrular: Sınırları Zorlayan Deney

Fare deneyleri arasında belki de en dikkat çekici olanı, iki biyolojik babadan yavru fare elde edilmesi oldu. 2023 yılında Prof. Hayashi’nin Japonya’daki laboratuvarı, bir erkek fareden aldıkları deri hücresini kullanarak dişi bir yumurta üretmeyi başardılarivf.net. Bunu yapabilmek için, erkek fareden alınan hücre önce kök hücre (iPSC) haline getirildi, ardından hücrenin içindeki erkeklik kromozomu (Y kromozomu) özel genetik tekniklerle çıkarıldı ve dişilik için gerekli ikinci X kromozomu kopyalandıivf.net. Böylece, genetik olarak dişi sayılabilecek bir yapay yumurta hücresi elde edildi. Bu yumurta, başka bir erkek farenin sperm hücresiyle laboratuvarda döllendi ve oluşan embriyo taşıyıcı anne olarak kullanılan bir dişi fareye yerleştirildi. Sonuç mu? Sağlıklı yavru fareler dünyaya geldi! Dahası, bu yavru fareler büyüyüp erişkin olduklarında kendi yavrularını dahi dünyaya getirebildiler; yani iki babalı soy birkaç nesil devam ettirilebildiivf.net.

Bu deney, memelilerde üreme biyolojisinin sınırlarını adeta yeniden çizdi. Daha önce bilim insanları iki dişi fareden (yani iki anne DNA’sıyla) yavru elde etmeyi başarmışlardı, ancak iki erkekten (iki baba DNA’sıyla) sağlıklı nesiller elde etmek ilk kez başarıldıivf.net. İleride, teorik olarak iki erkeğin genetik olarak kendi ortak çocuğunu elde etmesi ya da bir erkeğin tek başına (kendi hücrelerinden hem yumurta hem sperm elde ederek) çocuk sahibi olması bu sayede mümkün olabilir gibi görünüyorivf.net. Elbette bu fikir şu an için deneysel aşamada ve insanlar için oldukça uzak bir ihtimal. Bu son deneyde bile başarı oranı oldukça düşüktü ve yöntem hayli karmaşık birçok adım içeriyorivf.net. Yani, pratikte iki babalı bir insan bebeğin herhangi bir zamanda yakında dünyaya geleceğini düşünmek doğru olmaz. Ancak bilim bize, imkânsız görülen senaryoların bile prensipte mümkün olabileceğini göstererek büyük bir sürpriz yaptı.

Bu iki babalı fare deneyi aynı zamanda toplumsal ve etik alanda da zihin açıcı sorular ortaya attı. İleride iki babanın veya iki annenin genetik olarak ortak çocuk sahibi olabilmesi fikri topluma nasıl yansır? Ya da daha uç bir senaryo olarak, bir kişi tek başına (kendi hücrelerinden hem sperm hem yumurta üreterek) bir bebek sahibi olmalı mı? Hatta üç ya da daha fazla kişiden gelen DNA’nın birleştirilmesiyle oluşacak “çoklu ebeveynli” bebekler yapmak ister miyiz? Guardian’da çıkan bir haberde bu olasılıklar “distopik bir roman konusu gibi gelse de, teknolojinin eşiğinde olduğumuz” belirtiliyor ve İngiltere’de otoritelerin bu tür sıra dışı senaryoları şimdiden değerlendirmeye başladığı kaydediliyordutheguardian.com. Yani bilim kurgu sandığımız şeyler, biyoloji laboratuvarlarında yavaş yavaş gerçek tartışmalara dönüşmeye başladı bile.

İnsanlarda Ufukta Ne Var? Doğurganlık İçin Yeni Bir Umut

Hayvan deneylerindeki başarılar, IVG teknolojisinin insanlara uygulanabilmesi konusundaki umutları gitgide artırıyor. Milyonlarca insanı etkileyen kısırlık probleminin, eğer IVG güvenli ve etkili hale gelirse, tamamen yeni bir çözüm yolu bulabileceği düşünülüyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her 6 çiftten 1’i infertilite sorunu yaşıyorivf.net. Günümüzde tüp bebek (IVF) gibi yardımcı üreme teknikleri pek çok kişiye çözüm olsa da, yine de her vakaya çare olamıyor. Örneğin kemoterapi görmüş ve yumurtalıkları zarar görmüş bir kadın, ya da genetik bir rahatsızlık nedeniyle sperm üretemeyen bir erkek, mevcut yöntemlerle biyolojik olarak çocuk sahibi olamayabiliyor. İşte IVG, bu en zor vakalara bile çözüm olabilecek bir “kutsal kâse” gibi görülüyortheguardian.com.

Aslında halihazırda bilim insanları, insan hücrelerinden laboratuvarda ilkel üreme hücreleri üretme konusunda bazı adımlar atmış durumdalar. 2024 yılında Kyoto Üniversitesi’nden Dr. Mitinori Saitou’nun yürüttüğü bir çalışma, insan kök hücrelerinin primordiyal germ hücreleri benzeri hücrelere (hPGC-like cells) dönüştürülebildiğini, ancak bunların tam anlamıyla olgunlaşma yoluna girmesini engelleyen epigenetik engeller olduğunu ortaya koymuştuivf.net. Epigenetik yeniden programlama dediğimiz süreç, bir hücrenin adeta “genetik hafızasının silinip” üreme hücresine dönüşmek üzere baştan programlanması anlamına geliyor. Saitou’nun Nature dergisinde yayımlanan son çalışması ise bu kilit adımın çözülmesi yolunda önemli bir başarı elde ettiivf.net. Araştırma ekibi, hücre kültüründe belirli sinyal moleküllerini kullanarak, insan kök hücrelerinden elde edilen ilkel germ hücrelerine doğru sinyalleri verip pro-sperm ve pro-oogonium adı verilen, olgun gamet öncüsü hücrelere dönüşmelerini sağladıivf.net. Bu hücreler henüz tam bir sperm veya yumurta değiller, fakat gelişim yolunda gerekli epigenetik sıfırlanmayı tamamlamış durumdalar. Dahası, laboratuvar kabında bu hücrelerin uzun süre çoğaltılarak saklanabildiği ve istenildiğinde yeniden büyütülebildiği de gösterildiivf.net. Bu sayede, bir anlamda sınırsız bir üreme hücresi kaynağı oluşturmanın önü açılmış oldu.

Elbette insanlarda nihai hedef, bu öncü hücrelerin tam olgun bir sperm ya da yumurtaya dönüşmesini sağlamak ve ardından döllenme ile sağlıklı embriyolar elde edebilmek. Henüz hiçbir laboratuvar insan kök hücrelerinden tam işlevsel bir yumurta veya sperm üretip bunlarla sağlıklı bir bebek meydana getirebilmiş değil. Fakat uzmanlar her yıl bu hedefe biraz daha yaklaşıldığını vurguluyor. Örneğin, Prof. Hayashi 2023’te insan hücrelerinden laboratuvarda ilkel sperm hücreleri üretmeyi denediklerini, ancak bu hücrelerin gelişiminin belirli bir noktada durakladığını ifade etmiştitheguardian.com. Bu engelleri aşmak için geliştirilen yeni yöntemler (örneğin daha iyi oksijen sağlayan yapay organoid ortamları veya özel büyüme faktörleri kullanmak gibi) yolda. Hatta Hayashi’nin iyimser senaryosuna göre 2030 yılı civarında ilk laboratuvar üretimi insan spermi elde edilmiş olabilirtheguardian.com. Benzer şekilde, tamamen laboratuvarda büyütülmüş insan yumurtası üretmek de büyük bir hedef. Bilim insanları, kadın yumurtalarının yıllarca yumurtalıklarda uykuda beklemesini sağlayan doğal mekanizmaları çözmenin anahtar olacağını düşünüyortheguardian.com. Nitekim bu “uyku halinde kalma” mekanizmasının şifrelerini çözmeye yönelik 2025’te yayınlanan bir araştırma, insan yumurtası geliştirme konusunda kritik bir adım olarak görülüyortheguardian.com.

IVG teknolojisi sadece klasik infertilite sorunları için değil, aynı zamanda üreme konusunda yeni seçenekler sunması bakımından da devrimsel olabilir. Örneğin, ileri yaşlarda çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için IVG bir alternatif haline gelebilir. Kadınlar doğdukları andan itibaren sahip oldukları sınırlı sayıda yumurtayla yaşam boyu idare etmek zorunda. Ancak deri hücrelerinden sınırsız yeni yumurta üretilebilirse, bir kadın teorik olarak 50’lerinde, hatta belki 60’larında bile biyolojik olarak çocuk sahibi olabilecek yeterlilikte yumurtaya sahip olabilir. Bu durum, çocuk sahibi olma yaşının çok ilerilere çekilmesine imkan tanıyabilirtheguardian.com. Benzer şekilde, kanser tedavisi gibi nedenlerle kısır kalmış kişiler, tedavi öncesi alınmış küçük bir cilt biyopsisinden üretilen gametlerle ileride çocuk sahibi olma şansına kavuşabilirler. Tüm bu olasılıklar nedeniyle, IVG için “doğurganlık araştırmalarının kutsal kasesi” benzetmesi yapılıyortheguardian.com. Gerçekten de, doğanın bize çizdiği üreme sınırlarını esneten bir teknoloji söz konusu.

Etik, Yasal ve Toplumsal Soru İşaretleri

Bilimsel gelişmeler ne kadar heyecan verici olsa da, IVG teknolojisinin hayata geçmesiyle birlikte tartışmamız gereken ciddi etik ve yasal sorular da ufukta beliriyor. Bir laboratuvarda teorik olarak sınırsız sayıda sperm ve yumurta üretilebiliyorsa, bu durum geleneksel aile ve ebeveynlik kavramlarımızı nasıl etkiler? Örneğin, bir kişinin kendi deri hücrelerinden yüzlerce embriyo oluşturabildiği bir dünyada biyolojik ebeveynlik nasıl tanımlanacak? Bir anne-babanın genetik çocuğu kavramı bile, birden fazla kişinin DNA’sının katkısıyla oluşturulabilecek embriyolar karşısında karmaşık hale gelebilir.

Biyoetik uzmanları, IVG’nin beraberinde getireceği bazı kilit konulara dikkat çekiyor: rıza (onam) meselesi, genetik akrabalığın aile yapısındaki rolü ve böyle bir tedaviye erişimde adalet bunların başında geliyornuffieldbioethics.org. Örneğin, bir kişinin haberi veya izni olmadan ondan alınmış hücrelerle embriyo yapılabilir mi? Ya da ekonomik imkânları kısıtlı bireyler bu ileri teknolojiye erişemezse, yeni bir eşitsizlik alanı doğar mı? Bunlar şimdiden akademik çevrelerde tartışılıyor.

Yasal boyutta ise, birçok ülkenin mevzuatı henüz IVG gibi bir kavramı öngörmüş değil. Mevcut yasalar genellikle geleneksel tüp bebek ve bağış gametler çerçevesinde düzenlenmiş durumda. Örneğin Birleşik Krallık’ta güncel yasalar, laboratuvarda üretilmiş bir sperm veya yumurtanın insan üremesinde kullanılmasını şu an için yasaklıyornuffieldbioethics.org. Ancak aynı ülkede bilim insanlarının bu alanda araştırma yapmasına izin veriliyor, yani laboratuvar çalışmaları hukuk çerçevesinde devam edebiliyornuffieldbioethics.org. İleride IVG’nin güvenli olduğu kanıtlanır ve toplum tarafından kabul görürse, elbette yasaların da bu yeni gerçekliğe uyum sağlayacak şekilde güncellenmesi gerekeceknuffieldbioethics.org.

Regülasyon tarafında sorulması gereken sorulardan biri de, ne kadar embriyo üretimine izin verileceği. Laboratuvarda yumurta üretmenin kolaylaşması, bir kişinin genetik materyalinden çok sayıda embriyo oluşturup bunlar üzerinde seçim yapma (örneğin en sağlıklı veya istenen özelliklere sahip embriyoyu seçme) imkanı doğurabilirstatnews.com. Halihazırda tüp bebek tedavilerinde bile birden fazla embriyo oluşturulup en uygunu seçiliyor; IVG ile bu sayı belki onlarca, yüzlerce olabilecek. Bu noktada “Bir kişinin hücrelerinden kaç embriyo üretilebilmeli?” veya “Ebeveynlik hukuku, bir bebeğin oluşumuna katkı sağlayan üç ya da daha fazla biyolojik ebeveyni kaldırabilir mi?” gibi zor sorular karşımıza çıkacakstatnews.com.

Bunların yanı sıra, IVG ile elde edilen gametlerin ve embriyoların güvenliği de en büyük önceliklerden biri. Sonuçta laboratuvar ortamında üretilen hücrelerin genetik yapısında istenmeyen mutasyonlar oluşma riski var ve bu mutasyonlar gelecek nesillere aktarılabilirtheguardian.com. Fare deneylerinde elde edilen yavruların bir kısmı sağlıklı ve kısır olmayan bireyler olarak yaşamış olsa da, insanlarda kullanılmadan önce bu yöntemin nesiller boyu güvenli olduğu kanıtlanmalı. Bilim insanları “normalde sperm veya yumurta olması beklenmeyen bir hücreyi alıp ondan bebek yapmak fikri inanılmaz, ama beraberinde güvenlik sorunlarını getiriyor. Bu hücrelerle bebek yapmadan önce tamamen emin olmamız gerek” diyerek temkinli olunması gerektiğini vurguluyortheguardian.com.

IVG teknolojisinin uygulanmaya başlaması halinde, toplumsal kabul ve kültürel yaklaşımlar da önemli rol oynayacak. Yeni bir teknoloji olarak tüp bebek ilk ortaya çıktığında bile yoğun tartışmalar yaşanmış, hatta ilk tüp bebek Louise Brown doğduğunda gazeteler ona “deney bebek” manşetleri atmıştı. Benzer şekilde, laboratuvar yapımı gametlerle doğacak ilk insan bebek de muhtemelen etik ve dini açılardan tartışmaların odağında olacaktır. Toplumun bu gelişmeye hazır oluşu, bilgilendirme ve şeffaflık da bu nedenle kritik önem taşıyor. Uzmanlar, teknolojinin teknik olarak mümkün hale gelmesinden önce kamuoyunun bu konuyu tartışmaya başlaması gerektiğini, aksi takdirde bilimsel ilerlemenin toplumsal değerleri zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakabileceğini belirtiyorstatnews.com.

Sonuç: Hayalden Gerçeğe Bir Adım Kala

Bir zamanlar ütopik bir hayal gibi görünen “deri hücresinden bebek” fikri, artık laboratuvar deneyleriyle somutlaşmaya başlamış durumda. Farelerde kanıtlanan başarılar ve insan hücreleriyle ilgili kaydedilen ilerlemeler, IVG teknolojisinin uzak bir geleceğin fantezisi değil, şimdiden planlanmaya başlayan bir gerçek olduğunu gösteriyor. Bilim insanları her ne kadar temkinli ve adım adım ilerlese de, önümüzdeki on yıl içinde IVG’nin insanlarda deneme aşamasına gelmesi işten bile değil. Bu teknoloji, başarılı olursa, çocuk sahibi olma imkânını biyolojinin şu ana kadarki sınırlarının ötesine taşıyacak: İleri yaşta annelik-babalık, tedaviyle kısır kalmış bireylerin yeniden üreme şansı, hatta aynı cinsiyetten veya bekar bireylerin genetik bağlarını taşıyan çocuk sahibi olması gibi ezber bozan olasılıklar ufukta belirdi.

Ancak her büyük güç gibi, IVG de beraberinde büyük sorumluluk getiriyor. Bilimin bize sunduğu bu yeni “yaratıcı” gücü nasıl kullanacağımız tamamen toplumsal kararlarımıza bağlı olacak. Doğal olan nedir, aile nedir, kim anne-baba sayılır? gibi soruları yeniden tanımlamak zorunda kalabiliriz. “Bu bilimsel ilerleme bize ne kazandırır, ne kaybettirir?” sorusunun net cevabı belki de ancak teknoloji kapımızı çaldığında anlaşılacak.

Şu an için kesin olan bir şey varsa, o da IVG’nin artık bir hayal olmaktan çıkıp gerçek dünya için ciddi bir olasılık haline geldiğidir. Belki de çok yakında, derimizden alınan minicik bir hücre, yepyeni bir yaşamın başlangıç noktası olabilecek. Bu olasılık heyecan verici olduğu kadar düşündürücü de... Geleceğin aile hikâyelerini yeniden yazabilecek bu teknoloji hakkında sizin düşünceleriniz neler?

  • Siz, deri hücrelerinizden üretilmiş bir sperm veya yumurta ile çocuk sahibi olma fikrine nasıl bakardınız? Bu yöntemi kullanır mıydınız?

  • Toplum, laboratuvarda üretilen gametlerle doğan bebekleri kabullenmeye hazır mı sizce? Bu çocuklar ve ebeveynleri için tutumumuz nasıl olmalı?

  • IVG ile birlikte gelen “sınırsız” üreme imkânı, sizce etik sınırları nasıl etkileyecek? Bir noktada “dur” dememiz gereken çizgiler olmalı mı?

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İlişki Sonrası Penis Bakımında Hipokloröz Asit Kullanımı

İlişki Sonrası Penis Bakımında Hipokloröz Asit Kullanımı…

Yoğurt ve Sertleşme

Yoğurt ve Sertleşme…

Ağrılı Mesane Kronik Sistit Sendromunda Ozon Tedavisi ve Sistoskopinin Önemi

Ağrılı Mesane Kronik Sistit Sendromunda Ozon Tedavisi ve Sistoskopinin Önemi Ağrıl…

E-Bültene Kayıt Olun!

E-Bülten’e kayıt olarak en yeni haberler, duyurular ve güncellemelerden ilk siz haberdar olabilirsiniz...