Testis Büyüklüğü ve Testosteron Seviyesi Arasındaki İlişki
Testisler erkek üreme sisteminin temel organlarıdır. Bu organlar iki önemli işlevi yerine getirir: sperm üretimi ve testosteron hormonu salgılanması. Bilimsel araştırmalar, testis büyüklüğü ile testosteron seviyesi arasında doğrudan ve ölçülebilir bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bu ilişki, testislerdeki Leydig hücreleri adı verilen özel hormon üreten hücrelerin sayısı ve işlevselliği ile açıklanmaktadır. Testis hacmi arttıkça, bu hücrelerin toplam sayısı da artar ve dolayısıyla testosteron üretimi yükselir.
Testis büyüklüğü nedir ve nasıl ölçülür?
Testis büyüklüğü, testislerin hacimsel ölçüsüdür ve genellikle mililitre (mL) veya santimetreküp (cm³) birimleriyle ifade edilir. Klinik pratikte testis boyutunun ölçülmesi için iki temel yöntem kullanılmaktadır.
Ölçüm yöntemleri
Orkidometri (Prader orkidometresi): Bu yöntemde, farklı hacimlerdeki oval şeklinde modeller (1 mL'den 25 mL'ye kadar) testisle karşılaştırılarak boyut tahmin edilir. Orkidometre kullanımı pratik ve ucuz bir yöntemdir, ancak ultrason ölçümlerine göre yaklaşık %25-30 daha yüksek değerler verebilir.[1]
Ultrasonografi: Yüksek çözünürlüklü ultrason cihazları (7.5-14 MHz frekansında) ile testislerin uzunluk, genişlik ve derinlik ölçümleri alınır. Bu ölçümler kullanılarak testis hacmi Lambert formülü ile hesaplanır: Hacim = Uzunluk × Genişlik × Derinlik × 0.71. Bu formül, su deplasmanı (altın standart) yöntemiyle karşılaştırıldığında en doğru sonuçları veren hesaplama şeklidir ve sadece %7.42 oranında hacmi fazla tahmin etmektedir.[2]
Normal testis büyüklükleri:
- Yetişkin erkeklerde: Her bir testis için 15-25 mL
- Genç yetişkinlerde ortalama: 18-19 mL
- Toplam testis hacmi: 30-40 mL (iki testis birlikte)
- Kritik eşik: 14 mL'nin altındaki testisler hem testosteron hem de sperm üretiminde bozukluk gösterir[3,4]
Normal testosteron seviyeleri
Testosteron, erkeklerde ana cinsiyet hormonu olan bir androjendir. Kan testosteron seviyesi günün saatine, yaşa ve bireysel faktörlere göre değişiklik gösterir. En doğru ölçüm için sabah saatlerinde (07:00-10:00 arası) kan örneği alınması önerilir, çünkü testosteron seviyeleri sabahları en yüksek değerdedir.[5]
Testosteron referans aralıkları
Dört büyük Avrupa ve Amerika kohort çalışmasından elde edilen verilerle oluşturulmuş harmonize referans aralıkları, sağlıklı ve obez olmayan 19-39 yaş arası erkeklerde şu değerleri göstermektedir:[6]
| Persentil | Testosteron Değeri (ng/dL) | Testosteron Değeri (nmol/L) |
|---|---|---|
| 2.5. persentil (alt sınır) | 264 ng/dL | 9.2 nmol/L |
| 5. persentil | 303 ng/dL | 10.5 nmol/L |
| 50. persentil (ortalama) | 531 ng/dL | 18.4 nmol/L |
| 95. persentil | 852 ng/dL | 29.5 nmol/L |
| 97.5. persentil (üst sınır) | 916 ng/dL | 31.8 nmol/L |
Klinik değerlendirme için testosteron eşikleri:
- >12 nmol/L (346 ng/dL): Normal seviye, genellikle tedavi gerekmez
- 8-12 nmol/L (231-346 ng/dL): Sınırda değer, semptomlar varsa tedavi düşünülebilir
- <8 nmol/L (231 ng/dL): Düşük seviye, değerlendirme ve muhtemelen tedavi gerektirir[7]
Testis büyüklüğü ile testosteron arasındaki doğrudan ilişki
Çok sayıda bilimsel çalışma, testis hacmi ile kan testosteron seviyesi arasında güçlü ve doğrudan bir ilişki olduğunu kanıtlamıştır. Bu ilişki istatistiksel olarak anlamlıdır ve klinik uygulamada pratik değere sahiptir.
Klinik çalışmalardaki bulgular
İtalya'dan yapılan kapsamlı bir araştırmada, cinsel işlev bozukluğu veya infertilite nedeniyle başvuran 312 erkek değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçları çarpıcıdır: Düşük testosteron seviyeli erkeklerde (≤5 nmol/L) ortalama toplam testis hacmi 15.33 ± 11.94 mL iken, normal testosteron seviyeli erkeklerde (≥12 nmol/L) bu değer 36.74 ± 6.9 mL olarak bulunmuştur (p<0.001). Bu istatistiksel olarak son derece anlamlı bir farktır.[8]
Özellikle dikkat çekici olan bulgu şudur: Normal testosteron seviyeli erkeklerin sadece %13.5'inde toplam testis hacmi 30 mL'nin altındadır. Bu, 30 mL'nin üzerindeki testis hacminin normal testosteron seviyelerinin güçlü bir göstergesi olduğunu ortaya koymaktadır. Aynı çalışmada, testis hacmi ve vücut kitle indeksi birlikte kullanıldığında, testosteron seviyelerini tahmin etmede %85.3 duyarlılık ve %86.5 özgüllük sağlanmıştır.[8]
Kore'den 1,139 genç erkekle (19-27 yaş) yapılan bir populasyon çalışması, testis hacmi ile testosteron arasındaki pozitif korelasyonu doğrulamıştır. Araştırmada ortalama testis hacmi 18.13-18.37 cm³, ortalama testosteron seviyesi ise 6.23 ± 1.69 ng/mL olarak tespit edilmiştir. Testis hacmi arttıkça testosteron seviyesi de artmakta, buna karşılık FSH ve LH gibi hipofiz hormonları azalmaktadır. Bu, testislerin daha iyi çalıştığında beynin daha az uyarıcı hormon salgıladığını gösteren negatif geri besleme mekanizmasının bir göstergesidir.[9]
Korelasyon katsayıları ve istatistiksel kanıtlar
Çeşitli çalışmalarda tespit edilen korelasyon katsayıları, ilişkinin gücünü net şekilde ortaya koymaktadır:
- Sağ testis hacmi ve total testosteron: β=0.245, p<0.001 - Sağ testis hacmi, testosteron seviyesinin bağımsız bir belirleyicisidir[10]
- Leydig hücre sayısı ve testosteron: r=0.82-0.83, p<0.05 - Testis gramı başına Leydig hücre sayısı ile testosteron seviyeleri arasında çok güçlü korelasyon[11]
- Başlangıç ve tedavi sonrası testis hacmi: r=0.84, p<10⁻⁶ - Hipogonadotropik hipogonadizm hastalarında başlangıç testis boyutunun tedavi yanıtını öngördüğü gösterilmiştir[12]
Japonya'dan 794 infertil erkekle yapılan bir çalışmada, hem Prader orkidometresi hem de ultrasonografi kullanılarak ölçülen testis hacminin, sperm yoğunluğu, toplam sperm sayısı ve serum FSH, LH ve testosteron seviyeleri ile anlamlı şekilde korele olduğu bulunmuştur. Kritik toplam testis hacmi normal fonksiyon için Prader orkidometresiyle 30-35 mL veya ultrasonla 20 mL olarak belirlenmiştir.[13]
Testosteron üretiminin biyolojik temelleri
Testis büyüklüğü ile testosteron seviyesi arasındaki ilişkinin altında yatan biyolojik mekanizmaları anlamak, bu korelasyonun neden bu kadar güçlü olduğunu açıklamaktadır.
Leydig hücreleri: testosteron fabrikaları
Leydig hücreleri, testislerin interstisyel dokusunda (seminifer tübüller arasındaki bölgede) bulunan ve testosteron üreten özel hücrelerdir. Yetişkin erkeklerde testosteron üretiminin neredeyse tamamı bu hücreler tarafından gerçekleştirilir.[14]
Leydig hücreleri testis hacminin yaklaşık %2.7-3.8'ini oluşturur. Detaylı morfometrik analizler, her bir santimetreküp testis dokusunun yaklaşık 22 milyon Leydig hücresi içerdiğini göstermiştir. Bu hücrelerden her biri günde ortalama 0.44 pikogram testosteron üretir, bu da saniyede yaklaşık 10,600 testosteron molekülü anlamına gelir.[15]
Hücresel yapı ve hormon üretim kapasitesi
Leydig hücrelerinin testosteron üretme kapasitesi, içerdikleri organellerin miktarı ve yapısıyla doğrudan ilişkilidir:
Düz endoplazmik retikulum (SER): Leydig hücrelerinin en belirgin organeli olan SER, steroid hormon sentezi için gerekli enzimlerin bulunduğu yerdir. Her Leydig hücresinde yaklaşık 10,500 μm² SER yüzey alanı bulunur ve bu, hücre zarı yüzey alanının 6.9 katıdır. Bir santimetreküp testis dokusundaki toplam SER yüzey alanı 2,300 cm² (0.23 m²) kadardır. Testosteron üretimi SER yüzey alanı ile doğru orantılıdır: Her cm² SER günde yaklaşık 4.2 ng testosteron üretir.[15,16]
Mitokondri: Her Leydig hücresi ortalama 622 mitokondri içerir. Mitokondriler kolesterolün pregnenolona dönüştürülmesinden sorumlu olan yan zincir kesme enzimini (CYP11A1) iç zarlarında barındırır. Bu, testosteron sentezinin ilk ve hız kısıtlayıcı basamağıdır. Mitokondriyal iç zar yüzey alanı hücre başına yaklaşık 2,920 μm²'dir ve her cm² mitokondriyal iç zar günde 15 ng testosteron üretir.[15]
Testis büyüklüğünden testosteron üretimine
Bu bilgiler ışığında, testis büyüklüğü ile testosteron üretimi arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir:
Daha büyük testisler → Daha fazla Leydig hücresi → Daha fazla SER ve mitokondri → Daha yüksek testosteron üretim kapasitesi
Tavşanlar üzerinde yapılan detaylı bir histolojik çalışma, Leydig hücre sayısının gram testis başına ve Leydig hücre hacim yoğunluğunun hem plazma hem de testis doku testosteron seviyeleri ile istatistiksel olarak anlamlı şekilde korele olduğunu göstermiştir (r=0.82, p<0.05). Testis başına toplam Leydig hücre sayısı da plazma testosteron ile güçlü korelasyon göstermiştir (r=0.71, p<0.05).[11]
Atlar üzerinde yapılan mevsimsel bir çalışma, bu mekanizmayı daha da netleştirmiştir. Üreme sezonunda, üreme dışı sezona kıyasla, testis başına Leydig hücre sayısı, testis başına SER hacmi, testis başına testosteron içeriği ve toplam Leydig hücre sayısı anlamlı şekilde daha yüksek bulunmuştur. Testis başına SER hacmi ile testis başına testosteron içeriği arasında doğrudan ilişki tespit edilmiştir (p<0.05).[17]
Testosteron biyosentez yolağı
Testosteronun Leydig hücrelerinde nasıl üretildiğini anlamak, testis büyüklüğünün neden önemli olduğunu kavramak için kritiktir.
Hormon sinyalizasyonu
Testosteron üretimi hipofiz bezinden salgılanan lüteinleştirici hormon (LH) tarafından başlatılır. LH, Leydig hücrelerinin yüzeyindeki LH reseptörlerine bağlanarak bir dizi moleküler olayı tetikler:[14]
- LH, G proteinine bağlanarak hücre içi cAMP (siklik adenozin monofosfat) üretimini uyarır
- cAMP, protein kinaz A (PKA) enzimini aktive eder
- PKA, kolesterolün mitokondrilere taşınmasını sağlayan proteinleri fosforile eder
- Kolesterol, mitokondri iç zarındaki CYP11A1 enzimi tarafından pregnenolona dönüştürülür
- Pregnenolon, mitokondri ve SER'deki bir dizi enzimatik reaksiyon sonucu testosterona dönüşür
Testis içi testosteron konsantrasyonu
Testislerin içindeki testosteron konsantrasyonu, kan serumundaki seviyelerden 25-125 kat daha yüksektir. Testis içi konsantrasyon 340-2,000 nM arasındayken, serum konsantrasyonu sadece 8.7-35 nM'dir. Bu olağanüstü yüksek lokal konsantrasyon, sperm üretimi için mutlak gereklidir. Araştırmalar, testis içi testosteron seviyesi 70 nM'nin altına düştüğünde sperm üretiminin üstel olarak azaldığını göstermektedir.[18]
Bu yüksek lokal konsantrasyonu sağlamak için yeterli sayıda Leydig hücresine ihtiyaç vardır. Küçük testisler, daha az Leydig hücresi içerdiğinden, tüm testis dokusu boyunca bu kritik eşik konsantrasyonunu koruyamayabilir. Bu, testis hipotrofisinin (küçülmesi) neden hem düşük serum testosteronu hem de bozulmuş spermatogenez ile ilişkili olduğunu açıklar.
Testis hacmi değişikliklerinin testosteron üzerine etkileri
Çeşitli klinik durumlar testis büyüklüğünde değişikliklere neden olur ve bu değişiklikler testosteron seviyelerini doğrudan etkiler.
Hipogonadotropik hipogonadizm
Hipogonadotropik hipogonadizm, hipofiz bezinin yeterli LH ve FSH üretemediği bir durumdur. Bu hastalarda testisler küçük kalır (genellikle 4-6 mL) ve testosteron seviyeleri düşüktür. Ancak çok önemli bir nokta vardır: Bu durum tedavi edilebilirdir ve tedavi testis büyüklüğünü doğrudan etkiler.[12]
Tedavi sonuçları: İnsan koryonik gonadotropin (hCG) tedavisi alan 22 hipogonadotropik hipogonadizm hastasında, ortalama testis hacmi tedavi öncesi 5.5 ± 1.1 mL'den tedavi sırasında maksimum 10.8 ± 1.6 mL'ye yükselmiştir (p<10⁻⁶). Tüm hastalar normal serum testosteron seviyelerine ulaşmıştır. Başlangıç testis hacmi ile ulaşılan maksimum hacim arasında çok güçlü bir korelasyon bulunmuştur (r=0.84).[12]
Benzer şekilde, GnRH (gonadotropin salgılatıcı hormon) ile tedavi edilen 38 hipogonadotropik hastada, testis hacmi tedavi öncesi 2.4-4.8 mL'den tedavi sonunda 11.5-18.1 mL'ye yükselmiş ve 38 hastanın 35'inde plazma testosteron normal değerlere ulaşmıştır. Bu, testis hacmi artışının doğrudan testosteron üretim artışıyla ilişkili olduğunu gösteren çarpıcı bir kanıttır.[19]
Kriptorşidizm (inmemiş testis)
Kriptorşidizm, testislerin doğumdan önce veya sonra skrotuma inmemesi durumudur. Bu durum tedavi edilse bile uzun vadeli etkilere sahiptir. Danimarka'dan 6,376 genç erkekle yapılan büyük bir çalışma, kriptorşidizm öyküsü olan erkeklerin testis hacimlerinin 3.5 mL daha küçük olduğunu (p<0.001), Leydig hücre fonksiyonunun %6 daha düşük olduğunu (testosteron/LH oranı ile ölçülmüş, p=0.007) ve sperm konsantrasyonunun %28 daha düşük olduğunu ortaya koymuştur.[20]
Tedavi zamanlaması kritik öneme sahiptir. İnmemiş testislerin düzeltme yaşı ile yetişkinlikteki testis hacimleri ve sperm konsantrasyonları arasında ters korelasyon bulunmuştur. Yani, ameliyat ne kadar geç yapılırsa, yetişkinlikte testisler o kadar küçük olmakta ve testosteron üretimi o kadar düşük olmaktadır.[21]
Varikosel
Varikosel, skrotal venlerin genişlemesidir ve erkek infertilitesinin önemli bir nedenidir. Varikosel aynı zamanda testis büyüklüğünü ve testosteron seviyelerini etkiler. 325 varikoselli erkekle yapılan bir çalışmada, bu hastaların ortalama testosteron seviyesi 416 ± 156 ng/dL olarak bulunmuşken, varikosel olmayan kontrol grubunda bu değer 469 ± 192 ng/dL'dir (p<0.001).[22]
Çok önemli bir bulgu ise varikoselin cerrahi onarımının etkisidir: Varikoselektomi sonrası, testosteron seviyeleri anlamlı şekilde artmıştır, ortalama 358 ± 126 ng/dL'den 454 ± 168 ng/dL'ye yükselmiştir (p<0.001). Hastaların %70'inde ameliyat sonrası testosteron artışı görülmüş ve yanıt verenlerde ortalama artış 178 ± 142 ng/dL olmuştur.[22]
Çocuk ve ergenlerde yapılan bir varikosel çalışması, ameliyat sonrası hem testis hacminde hem de testosteron seviyelerinde anlamlı artış olduğunu göstermiştir (testosteron artışı p<0.008 ile p<0.028 arasında). Bu, varikosel onarımının testis fonksiyonunu iyileştirebildiğini ve testis büyüklüğü ile testosteron arasındaki ilişkinin tedavi edilebilir olduğunu kanıtlamaktadır.[23]
Dışarıdan testosteron kullanımı
İlginç bir şekilde, dışarıdan testosteron alınması (örneğin kas geliştirme amacıyla) testislerin küçülmesine neden olur. 39 normal erkekte yapılan bir çalışmada, haftalık 200 mg testosteron enanthat enjeksiyonu 4 ay boyunca uygulanmıştır. Sonuçlar şu şekildedir:[24]
- Haftalık enjeksiyon sonrası testis hacmi %19.0 ± %2.1 azalmıştır
- İki haftada bir enjeksiyon sonrası testis hacmi %16.5 ± %3.4 azalmıştır
- Testis hacmindeki azalma, sperm sayısındaki azalma ile doğrudan ilişkilidir
- Tedavi kesildikten sonra testis hacmi normale dönmüştür
Bu durum, negatif geri besleme mekanizması ile açıklanır: Dışarıdan alınan yüksek testosteron, hipofizi baskılayarak LH salgılanmasını azaltır. LH yokluğunda Leydig hücreleri uyarılmaz ve testisler küçülür. Bu geri dönüşümlü bir durumdur, ancak testis büyüklüğü ile fonksiyonu arasındaki yakın ilişkiyi göstermesi açısından önemlidir.
Primer ve sekonder hipogonadizm ayrımı
Testis büyüklüğü ölçümü, düşük testosteronun nedenini belirlemeye yardımcı olur. 312 hastanın değerlendirildiği bir çalışmada, düşük testosteronlu erkekler iki gruba ayrılmıştır:[8]
Primer hipogonadizm (testis kaynaklı): Ortalama testis hacmi 11.07 ± 8.49 mL - Testislerin kendisi hasar görmüştür, bu nedenle küçüktür ve yeterli testosteron üretemez.
Sekonder hipogonadizm (hipofiz kaynaklı): Ortalama testis hacmi 23.62 ± 13.04 mL - Testisler nispeten daha büyüktür çünkü sorun hipofizin yeterli LH üretememesindedir, testislerin kendisinde yapısal bir sorun yoktur (p<0.001).
Bu ayrım tedavi yaklaşımı açısından son derece önemlidir. Sekonder hipogonadizmde testislere LH veya GnRH verildiğinde testisler büyür ve testosteron üretimi artar. Primer hipogonadizmde ise testislerin kendisi hasar gördüğü için bu tedavi etkili olmaz ve doğrudan testosteron replasmanı gerekir.
Yaşlanma ve testis fonksiyonu
Yaşlanmayla birlikte Leydig hücrelerinde mikroskobik değişiklikler meydana gelir. Sıçanlar üzerinde yapılan detaylı bir morfometrik çalışma, yaşlanan sıçanlarda ortalama Leydig hücre hacminin 1,364 μm³'ten 637 μm³'e düştüğünü, ancak testis başına toplam Leydig hücre sayısının 53 milyondan 113 milyona çıktığını göstermiştir. Hücre başına SER hacmi genç yetişkinlerin %78'i kadar olmasına rağmen, testislerdeki toplam SER miktarı %62 artmıştır.[25]
Bu, yaşlanmayla birlikte testislerin daha fazla ama daha küçük Leydig hücreleri içerdiğini göstermektedir. Her bir hücrenin testosteron üretim kapasitesi azalsa da, hücre sayısındaki artış bunu kısmen telafi eder. Yine de analiz, SER'in periferik testosteron konsantrasyonunu koruma yeteneğinin yaşla birlikte azaldığını göstermiştir. Bu, testis büyüklüğünün sadece hacim değil, aynı zamanda doku kalitesi ile de ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Kritik eşik değerleri
Bilimsel literatürden elde edilen veriler, normal testis fonksiyonu için belirli kritik eşik değerleri tanımlamaktadır:
| Testis Hacmi | Fonksiyonel Durum | Beklenen Testosteron Durumu |
|---|---|---|
| <10 mL | Azospermi (sperm yok) | Genellikle düşük testosteron |
| <14 mL | Hem sperm hem testosteron bozukluğu | Yüksek risk |
| 14-18 mL | Sınırda değer | Değişken |
| >18 mL | Normal fonksiyon olasılığı yüksek | Genellikle normal |
| >30 mL (total) | Normal yetişkin fonksiyonu | Yüksek olasılıkla normal (>12 nmol/L) |
Özellikle sağ testis hacminin 15.47 mL'nin altında olması, düşük testis fonksiyonu için tek pozitif belirteç olarak bulunmuştur (odds ratio=2.79, %95 güven aralığı: 1.18-6.66; p=0.020).[10]
Pubertal gelişim ve testis büyüklüğü
Ergenlik döneminde testis büyümesi ve testosteron artışı arasındaki ilişki özellikle net şekilde görülür. 55 sağlıklı erkek çocukla (5.0-18.6 yaş) yapılan bir çalışma, testis hacmindeki belirli artışlarla testosteron seviyelerinde anlamlı yükselmeler olduğunu göstermiştir:[26]
- 1 mL'den 2 mL'ye geçişte testosteron anlamlı artış göstermiştir
- 2 mL'den 3 mL'ye geçişte testosteron yine anlamlı artmıştır
- 3 mL, puberteyegeçiş aşaması olarak tanımlanmıştır
- 6 mL'den 8 mL'ye ve 10 mL'den 15 mL'ye geçişlerde de anlamlı artışlar görülmüştür
- 15, 20 ve 25 mL arasında fark bulunmamıştır - bu hacimler yetişkin seviyelerini temsil eder
Bu bulgular, ergenlik süresince testis büyümesinin testosteron artışıyla yakından bağlantılı olduğunu ve belirli hacim eşiklerinin hormonal değişiklikleri yansıttığını göstermektedir.
Sonuç ve klinik önem
Bilimsel literatürdeki kapsamlı kanıtlar, testis büyüklüğü ile testosteron seviyesi arasında güçlü, doğrudan ve ölçülebilir bir ilişki olduğunu açık şekilde ortaya koymaktadır. Bu ilişki tesadüfi değil, biyolojik olarak zorunludur: Testosteron üreten Leydig hücreleri testis hacminin sabit bir yüzdesini oluşturur. Daha büyük testisler daha fazla Leydig hücresine sahiptir ve her Leydig hücresi tanımlanmış bir testosteron üretim kapasitesine sahiptir.
Klinik çalışmalar, korelasyon katsayılarının 0.71 ile 0.84 arasında değiştiğini ve istatistiksel anlamlılık düzeylerinin p<0.001 ile p<0.05 arasında olduğunu göstermektedir. Testis hacmi ölçümü, %85.3 duyarlılık ve %86.5 özgüllük ile testosteron seviyelerini tahmin edebilmektedir.
30 mL'nin üzerindeki toplam testis hacmi, normal testosteron seviyelerinin güçlü bir göstergesidir ve normal testosteron seviyeli erkeklerin %86.5'i bu hacim eşiğinin üzerindedir. Tersine, 14 mL'nin altındaki testis hacimleri hem testosteron hem de sperm üretiminde bozukluğun göstergesidir.
Bu bilgiler klinik pratikte son derece değerlidir. Testis hacmi ölçümü, basit, non-invaziv ve düşük maliyetli bir yöntemle erkeklerde testis fonksiyonunu, testosteron üretim kapasitesini ve potansiyel fertilite durumunu değerlendirme imkanı sağlar. Ayrıca, hipogonadizm nedenini (primer vs. sekonder) ayırt etmeye, tedavi yanıtını izlemeye ve prognozu tahmin etmeye yardımcı olur.
Kriptorşidizm ve varikosel gibi tedavi edilebilir durumların erken tespiti ve müdahalesi, testis büyüklüğünü koruyor veya iyileştiriyor ve dolayısıyla yetişkin yaşamda testosteron seviyelerini ve üreme fonksiyonlarını olumlu yönde etkileyebiliyor. Bu, önleyici üreme sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, testis büyüklüğü sadece anatomik bir ölçü değil, testis fonksiyonunun, hormonal durumun ve üreme sağlığının değerli bir biyobelirtecidir. Bu ilişkiyi anlamak, hem bireysel sağlık değerlendirmelerinde hem de klinik karar vermede önemli katkılar sağlamaktadır.