Kilo Verme Zayıflama İlaçları ile Testosteron Yükseltilir mi ?

 

Kilo Verme  Ereksiyon Ve  Zayıflama İlaçları

en sık kullanılan zayıflama ilaçları şunlardır:

  1. Phentermine: Bir iştah bastırıcıdır ve obezite tedavisinde kullanılır.
  2. Orlistat: Yağ emilimini azaltarak kilo verme sürecine yardımcı olur.
  3. Liraglutide: İnsan vücudundaki insülin hormonuna benzer bir etkiye sahiptir ve kilo verme sürecini destekler.
  4. Contrave: İştahı azaltmak ve metabolizmayı hızlandırmak için naltrekson ve bupropiyon içeren bir kombinasyon ilacıdır.
  5. Belviq: Serotonin reseptörlerini aktive ederek iştahı kontrol etmeye yardımcı olan bir ilaçtır.

 

Phentermine

Amerika'da en sık kullanılan zayıflama ilaçlarından biridir. Merkezi sinir sisteminde etkili olan bir iştah bastırıcıdır ve genellikle obezite tedavisinde kullanılır.

Phentermine, iştahı azaltarak ve tokluk hissini artırarak kilo verme sürecini destekler. Beyindeki bazı sinir hücrelerini uyarır ve norepinefrin (noradrenalin) adı verilen bir kimyasalın salınımını artırır. Bu etki iştahı bastırır ve tokluk hissini sağlar.

Bu ilaç genellikle kısa süreli kullanım için reçete edilir, çünkü uzun süreli kullanımının etkileri tam olarak bilinmemektedir. Fiziksel aktivite ve diyet değişiklikleriyle birlikte kullanıldığında etkinliği artar.

Ancak phentermine kullanmadan önce bir doktora danışmak önemlidir. Çünkü bazı kişilerde yan etkileri ortaya çıkabilir, özellikle yüksek tansiyon, kalp hastalığı, tiroid sorunları gibi sağlık sorunları olanlar dikkatli olmalıdır. Ayrıca, phentermine bağımlılık yapabilen bir ilaç olabilir ve yanlış kullanımı ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Doktorunuz phentermine'ı size uygun görürse, onun yönergelerine tam olarak uymak ve düzenli kontroller yapmak önemlidir. Ayrıca, phentermine kullanırken diyetinizi ve yaşam tarzınızı değiştirmeniz, egzersiz yapmanız ve sağlıklı bir kilo verme süreci için diğer önerileri takip etmeniz önemlidir.

 

Phentermine'nin etken maddesi, N,α-dimethylphenethylamine'dir. Moleküler yapısı aşağıdaki gibi temsil edilir:

 

Phentermine kullanımına bağlı olarak kilo kaybı verileri bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak, klinik çalışmalar phentermine kullanan bireylerde kilo kaybının arttığını göstermiştir. Fakat bu süreçte önemli olan sağlıklı bir diyet, düzenli fiziksel aktivite ve yaşam tarzı değişikliklerini phentermine kullanımına entegre etmektir.

Phentermine bir süreliğine kullanılan bir ilaçtır ve etkileri sürekli kullanım sonlandırıldığında azalabilir. Bazı çalışmalar, phentermine kullanımını bıraktıktan sonra kilo alımının gözlemlendiğini göstermektedir. Bu nedenle, phentermine kullanımını sonlandırdıktan sonra kilo verme sürecini sürdürebilmek için sağlıklı beslenme, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerinin sürdürülmesi önemlidir.

 

Ay

Kilo Kaybı (Ortalama)

1

3 kg

2

2.5 kg

3

2 kg

4

1.5 kg

5

1 kg

6

0.5 kg

Bu tablo, genel olarak phentermine kullanımının ilk aylarında daha hızlı kilo kaybı sağlandığını, ancak zamanla kilo kaybının azaldığını göstermektedir

 



 

Orlistat

Amerika'da en sık kullanılan zayıflama ilaçlarından biridir. Obezite tedavisinde kullanılan bir ilaçtır ve kilo verme sürecine yardımcı olmak için yağ emilimini azaltır.

Orlistat, yağ sindirim enzimleri olan lipazların çalışmasını engelleyerek etki eder. Normalde lipazlar, sindirilen yağları daha küçük moleküllere parçalayarak emilimini sağlar. Orlistat, bağırsaklarda çalışan bu enzimleri inhibe ederek, alınan yağın bir kısmının emilimini engeller. Bu sayede, vücutta daha az yağ emilimi gerçekleşir ve kilo kaybı sağlanabilir.

Orlistat genellikle yemeklerle birlikte kullanılır. Fazla yağın emilimini engellediği için, kullanıcıların yağ açısından zengin yiyeceklerden kaçınması ve düşük yağlı bir diyet uygulaması önerilir. Aksi takdirde, yağlı yiyeceklerin neden olduğu sindirim sorunları (örneğin yağlı dışkılama, gaz veya yağ lekeleri) ortaya çıkabilir.

Orlistat kullanırken, düşük kalorili bir diyet ve fiziksel aktivite de önemlidir. Bu ilaç tek başına kilo vermeyi sağlamaz, ancak diyet ve egzersizle birlikte kullanıldığında daha etkili olabilir. Orlistat, kilo kaybını desteklemek için bireyin yaşam tarzı değişikliklerine entegre edilmelidir.

Orlistat'ın bazı yan etkileri olabilir. Bunlar arasında yağlı dışkılama, gaz, karın ağrısı, bağırsak hareketlerinde artış, yağ lekeleri gibi sindirim sistemiyle ilgili sorunlar yer alabilir. Ayrıca, orlistatın bazı vitamin ve besin emilimini etkileyebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, orlistat kullanırken düzenli olarak doktor takibi ve kan testleri yapılması önemlidir.

Orlistat, reçeteli veya reçetesiz olarak temin edilebilir. Ancak, kullanmadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışılması gerekmektedir. Her bireyin durumu farklı olduğundan, orlistat kullanımının uygunluğu ve dozajı kişisel olarak değerlendirilmelidir

 

Orlistat kullanımına bağlı olarak kilo kaybı verileri bireysel faktörlere ve yaşam tarzı değişikliklerine bağlı olarak değişebilir. Aşağıda, genel olarak orlistat kullanan bireylerde kilo kaybının gözlemlendiği bir tablo örneği bulunmaktadır:

Ay

Kilo Kaybı (Ortalama)

1

3-5 kg

2

2-4 kg

3

2-3 kg

4

1-3 kg

5

1-2 kg

6

1-2 kg

Bu tablo, genel olarak orlistat kullanımının ilk aylarında daha hızlı kilo kaybı sağlandığını, ancak zamanla kilo kaybının azaldığını göstermektedir. Ancak, her bireyin vücut yapısı, yaşam tarzı ve diğer faktörler farklı olduğundan, kilo kaybı kişiden kişiye değişebilir. Orlistat kullanım sürecinde doktorunuz size özel bir tedavi planı ve kilo kaybı hedefleri belirleyecektir. Doktorunuz, ilacın kullanımı ve diğer yaşam tarzı değişikliklerini takip ederek size daha ayrıntılı bilgi verecektir.

 

Orlistat kullanımı bazı yan etkilere neden olabilir. İşte orlistat'ın yaygın yan etkileri:

  1. Sindirim sistemi sorunları: Orlistat, yağ emilimini azaltarak sindirim sisteminde değişikliklere neden olabilir. Bu durum, yağlı dışkılama, yağ lekeleri, gaz, karın ağrısı, sık dışkılama gibi sindirim sorunlarına yol açabilir.
  2. Bağırsak hareketlerinde artış: Orlistat kullanırken, bağırsak hareketlerinde artış gözlemlenebilir. Bu durum, sık tuvalete gitme ihtiyacı veya ishale benzer semptomlar olarak ortaya çıkabilir.
  3. Yağda çözünen vitamin eksikliği: Orlistat, yağ emilimini azalttığı için vücudun yağda çözünen vitaminleri (A, D, E, K) emilimini etkileyebilir. Bu nedenle, orlistat kullananlar vitamin takviyeleri veya düşük yağ içeren besinlerle dengeli bir beslenmeye özen göstermelidir.
  4. Karaciğer problemleri: Nadir durumlarda, orlistat kullanımı karaciğer problemlerine (örneğin hepatit) yol açabilir. Karaciğer enzimlerinde artış, sarılık, karın ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkarsa derhal doktora başvurulması önemlidir.

Orlistat'ın yan etkileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve genellikle kullanımın başlangıcında daha belirgin olabilir. Özellikle yüksek yağ içeren bir yemek tüketildiğinde yan etkilerin şiddeti artabilir. Doktorunuza herhangi bir yan etkiyi bildirmeniz önemlidir, çünkü bazı durumlarda ilacın dozajı veya kullanım şekli ayarlanabilir.

 

Phentermine kullanımı bazı yan etkilere neden olabilir. İşte phentermine'in yaygın yan etkileri:

  1. Uyarıcı etkiler: Phentermine, bir uyarıcı olarak çalışır ve sinir sistemi üzerinde etkili olabilir. Bu durum, uykusuzluk, ajitasyon, sinirlilik, anksiyete, huzursuzluk, titreme gibi etkileri beraberinde getirebilir.
  2. İştah bastırması: Phentermine, iştahı baskılayarak kilo kaybına yardımcı olur. Bununla birlikte, bazı kişilerde iştah azalması, ağız kuruluğu veya tat değişiklikleri gibi yan etkilere neden olabilir.
  3. Yüksek kan basıncı: Phentermine, kan basıncını artırabilir. Bu nedenle, yüksek tansiyonu olan bireylerin phentermine kullanmadan önce doktorlarına danışmaları önemlidir.
  4. Kalp hızında artış: Phentermine kullanımı, kalp hızında artışa yol açabilir. Bu nedenle, kalp rahatsızlığı olan veya düzensiz kalp atışı problemi yaşayan kişilerin phentermine kullanmadan önce doktorlarına başvurması önemlidir.
  5. Uyku düzeninde değişiklikler: Phentermine kullanımı uykusuzluğa neden olabilir. Bu nedenle, ilacın sabah saatlerinde alınması önerilir ve gece uyku düzenine etkisi gözlemlenebilir.
  6. Sindirim sorunları: Phentermine kullanımı bazı kişilerde kabızlık, ishal, mide bulantısı veya kusma gibi sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir.

Contrave

Etken maddesi, naltrekson ve bupropion kombinasyonudur. Naltrekson, opioid reseptörlerini bloke ederek iştahı bastırmaya yardımcı olurken, bupropion ise depresyon ve sigara bırakma tedavisinde kullanılan bir antidepresandır.

Contrave, obezite tedavisinde kullanılan bir ilaçtır ve kilo kaybına yardımcı olmak için iştahı azaltır ve enerji harcamasını artırır. İştah bastırma ve metabolizmayı hızlandırma etkileri ile kilo verme sürecini destekler.

Contrave, genellikle 1 tablet şeklinde günde iki kez kullanılır. İlacın dozu, doktor tarafından belirlenen talimatlara göre ayarlanır. Kullanıcılar, Contrave'i düşük kalorili bir diyetle birlikte kullanmalı ve düzenli fiziksel aktivite yapmalıdır. İlacın kullanım süresi ve dozu, bireysel ihtiyaçlara göre doktor tarafından belirlenir.

Contrave'nin etkinliğini gösteren basit bir tablo örneği aşağıda yer almaktadır:

Ay

Kilo Kaybı (Ortalama)

1

3-5 kg

2

2-4 kg

3

2-3 kg

4

1-3 kg

5

1-2 kg

6

1-2 kg

Bu tablo, genel olarak Contrave kullanımının ilk aylarında daha hızlı kilo kaybı sağlandığını, ancak zamanla kilo kaybının azaldığını göstermektedir. Ancak, her bireyin vücut yapısı, yaşam tarzı ve diğer faktörler farklı olduğundan, kilo kaybı kişiden kişiye değişebilir. Contrave kullanım sürecinde doktorunuz size özel bir tedavi planı ve kilo kaybı hedefleri belirleyecektir.

Contrave'nin yan etkileri şunları içerebilir:

  1. Mide bulantısı ve kusma
  2. Baş ağrısı
  3. İştah kaybı veya iştah artışı
  4. Uykusuzluk
  5. Yorgunluk
  6. Kabızlık veya ishal
  7. Duygusal dalgalanmalar
  8. Yüksek tansiyon
  9. İdrar yapma sorunları

Bu yan etkiler genellikle hafif veya orta şiddette olup, tedavinin devam etmesiyle genellikle azalır. Ancak, herhangi bir yan etkiyi doktorunuza bildirmeniz önemlidir. Doktorunuz, ilacın dozajını veya kullanım süresini ayarlayabilir veya alternatif bir tedavi seçeneği önerebilir.

 

Belviq

Etken maddesi, lorcaserin hidroklorürdür. Lorcaserin, beyindeki serotonin reseptörlerini etkileyerek iştahı azaltır ve tokluk hissini artırır. Bu sayede Belviq, kilo kaybını desteklemek için kullanılan bir ilaçtır.

Belviq, genellikle obezite veya aşırı kilolu bireylerde kilo kaybını teşvik etmek amacıyla kullanılır. İlacın doğru kullanımı için aşağıdaki adımlar izlenmelidir:

  1. Doktor Talimatları: Belviq'i kullanmadan önce, doktorunuzun önerilerini dikkatlice takip etmelisiniz. Dozaj ve kullanım talimatları konusunda doktorunuza danışmalısınız.
  2. Dozaj: Genellikle günde iki kez, sabah ve akşam olmak üzere 10 mg lorcaserin alınır. Doktorunuz, durumunuza bağlı olarak dozu ayarlayabilir.
  3. Yemeklerle Kullanım: Belviq'i genellikle yemeklerle birlikte almanız önerilir. Talimatları takip ederek ilacı yiyecek veya içeceklerle birlikte almalısınız.
  4. Düzenli Kullanım: Belviq'i düzenli olarak her gün aynı saatlerde almanız önemlidir. Unutulan bir dozu telafi etmek için çift doz almayın ve düzenli kullanıma devam edin.

Belviq'in etkinliğini gösteren basit bir tablo örneği aşağıda yer almaktadır:

Ay

Kilo Kaybı (Ortalama)

1

3-5 kg

2

2-4 kg

3

2-3 kg

4

1-3 kg

5

1-2 kg

6

1-2 kg

Bu tablo, genellikle Belviq kullanımının ilk aylarında daha hızlı kilo kaybı sağlandığını, ancak zamanla kilo kaybının azaldığını göstermektedir. Ancak, her bireyin vücut yapısı, yaşam tarzı ve diğer faktörler farklı olduğundan, kilo kaybı kişiden kişiye değişebilir. Belviq kullanım sürecinde doktorunuz size özel bir tedavi planı ve kilo kaybı hedefleri belirleyecektir.

Belviq'ın yan etkileri şunları içerebilir:

  1. Baş ağrısı
  2. Baş dönmesi
  3. Bulantı
  4. İshal
  5. Kabızlık
  6. Yorgunluk
  7. Sersemlik hissi
  8. İdrar yapma sorunları
  9. İştah artışı

Bu yan etkiler genellikle hafif veya orta şiddettedir

Aşağıda, kilo verme ilaçlarının 6 aylık ortalama kilo verme oranlarını gösteren bir tablo bulunmaktadır. Bu veriler genel bir yaklaşım olup, bireysel deneyimlerde farklılık gösterebilir.

İlaç

6 Aylık Ortalama Kilo Verme Oranı

Phentermine

%5-%10

Orlistat

%5-%10

Belviq

%3-%7

Contrave

%5-%10

Saxenda

%5-%15

Qsymia

%5-%15

Victoza

%3-%6

 

Saxenda (liraglutid)

kilo kaybını teşvik etmek için kullanılan bir ilaçtır. Liraglutid, vücutta insülin benzeri bir hormon olan GLP-1 (glukagon benzeri peptid-1) analogudur. Bu ilaç, obezite veya aşırı kilolu olan yetişkinlerde kilo kaybını desteklemek için kullanılır.

Saxenda, kullanımı kolay bir enjeksiyon şeklinde sunulur. İğne, genellikle kendi kendine uygulanır ve günlük olarak karın bölgesine veya uyluk bölgesine enjekte edilir. Dozaj, tedaviyi reçete eden doktor tarafından belirlenir ve genellikle tedavi sürecinde aşamalı olarak artırılır.

Liraglutid, GLP-1 hormonunun etkisini taklit ederek iştahı bastırır, mide boşalmasını yavaşlatır ve tokluk hissini artırır. Bu mekanizmalar, daha az yeme isteğiyle sonuçlanabilir ve kilo kaybını teşvik edebilir.

Saxenda'nın kullanımı sırasında düşük kalorili bir diyet ve düzenli egzersiz programı da önerilir. Bunlar, kilo verme sürecini desteklemek ve sağlıklı sonuçlar elde etmek için önemlidir.

Saxenda'nın kullanımıyla ilgili detaylar ve uygun dozaj, doktorunuz tarafından size özel olarak belirlenecektir. Yan etkiler ve kontrendikasyonlar hakkında bilgilendirme almanız da önemlidir, çünkü her ilaç gibi Saxenda'nın da potansiyel yan etkileri olabilir.

 

Aşağıda, piyasada satılan bazı GLP-1 bazlı ilaçların zayıflama ve şeker hastalığı tedavisinde kullanılan çeşitlerini ve içeriklerini gösteren bir tablo bulunmaktadır:

İlaç

Etken Madde

Kullanım Alanı

Victoza

Liraglutid

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet)

Saxenda

Liraglutid

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet) ve Kilo Verme

Trulicity

Dulaglutid

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet)

Byetta

Exenatid

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet)

Bydureon

Exenatid Uzun Etkili

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet)

Ozempic

Semaglutid

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet)

Rybelsus

Semaglutid (Oral Tablet)

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet)

Adlyxin

Lixisenatid

Şeker Hastalığı (Tip 2 Diyabet)

 

Liraglutid, GLP-1 (glukagon benzeri peptid-1) hormonunu taklit eden bir yapay analogdur. Bu hormon, normalde bağırsakta salgılanan ve insülin salgılanmasını artıran bir hormondur. Liraglutid, vücutta GLP-1 hormonunun etkilerini taklit ederek aşağıdaki hormonal değişikliklere neden olabilir:

  1. İnsülin salgısını artırır: Liraglutid, pankreas tarafından insülin hormonunun salgılanmasını artırır. Bu, kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.
  2. Glukagon salgısını azaltır: GLP-1 hormonu, glukagon hormonunun salgılanmasını baskılar. Liraglutid de aynı etkiyi göstererek glukagon salgısını azaltır. Glukagon, karaciğerde depolanmış glikojenin serbest bırakılmasını uyararak kan şekerini yükseltebilir.
  3. Mide boşalmasını yavaşlatır: Liraglutid, mide boşalmasını geciktirir. Bu, tokluk hissinin uzun süre devam etmesine ve daha az yeme isteğine yol açabilir.
  4. İştahı bastırır: Liraglutid, beyindeki iştah merkezlerini etkileyerek iştahı baskılayabilir. Bu da daha az yemek yeme isteğiyle sonuçlanabilir.

Bu hormonal etkiler, liraglutidin hem kilo verme hem de şeker hastalığı (tip 2 diyabet) tedavisinde etkili olmasına yardımcı olur. Ancak, liraglutidin belirli bir bireydeki hormonal tepkileri ve yan etkileri, kişinin metabolik durumuna ve vücut yapısına bağlı olarak değişebilir.

Kisspeptin

 

GLP 1 ve kisspeptin, vücutta farklı fonksiyonlara sahip olan iki hormondur. GLP 1, bağırsaklardan salgılanan ve kan şekeri seviyesini düzenleyen bir hormondur1Kisspeptin ise hipotalamustan salgılanan ve üreme sisteminin çalışmasını sağlayan bir hormondur2. Bu iki hormonun birbiriyle nasıl etkileştiği son yıllarda yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır.

GLP 1 ve kisspeptin, pankreasın beta hücrelerinde bulunan reseptörleri aktive ederek insülin salınımını artırırlar1. İnsülin, kan şekerini düşürmek için gerekli olan bir hormondur. GLP 1 ve kisspeptin, ayrı ayrı veya birlikte uygulandıklarında, glukoz uyarımına bağlı insülin salınımını güçlendirirler1Bu etki, cAMP adı verilen bir sinyal molekülünün artışına bağlıdır3.

GLP 1 ve kisspeptin, aynı zamanda beyinde de bulunan reseptörleri aktive ederek üreme sistemi üzerinde de etkili olurlar. GLP 1, hipotalamustaki kisspeptin üreten hücrelerde kisspeptin geninin ifadesini artırır2Kisspeptin ise hipotalamustaki GnRH üreten hücrelerde GnRH geninin ifadesini artırır2. GnRH, hipofiz bezinden LH ve FSH adı verilen iki hormonun salınmasını sağlar. LH ve FSH ise yumurtalıklarda östrojen ve progesteron gibi cinsiyet hormonlarının üretimini ve yumurtlama sürecini kontrol ederler.

Bu bilgiler ışığında, GLP 1 ve kisspeptin arasında bir sinerji olduğu söylenebilir. Yani bu iki hormon birlikte çalışarak hem kan şekeri seviyesini hem de üreme sisteminin işleyişini düzenlerler. Bu da diyabet ve kısırlık gibi hastalıkların tedavisinde yeni fırsatlar sunabilir. Ancak bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiği de unutulmamalıdır

hipotalamusta üretilen bir peptid hormonudur. Bu hormon, üreme sistemi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve cinsel olgunluğun başlamasını ve sürdürülmesini sağlar. Liraglutid gibi GLP-1 analogları, kisspeptin üzerinde bazı etkiler gösterebilir.

Bazı araştırmalar, liraglutidin kisspeptin seviyelerini artırabileceğini göstermektedir. Kisspeptin, hipotalamusta gonadotropin salgılayan hormon (GnRH) salınımını uyarır. GnRH, gonadotropin hormonlarının (FSH ve LH) salınımına neden olur ve bu hormonlar üreme sisteminin düzenlenmesinde önemli rol oynar.

Liraglutidin kisspeptin üzerindeki artırıcı etkisi, hormonal dengenin iyileşmesine ve üreme fonksiyonunun düzenlenmesine katkıda bulunabilir. Özellikle, kisspeptin düzeylerindeki artış, doğurganlık potansiyelini artırabilir ve hormonal dengesizliklere bağlı olarak ortaya çıkan üreme sorunlarını düzeltebilir.

Ancak, kisspeptin üzerindeki etkiler ve liraglutidin bu etkileri nasıl meydana getirdiği konusundaki araştırmalar devam etmektedir. Bu nedenle, liraglutidin özellikle üreme sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Herhangi bir üreme sağlığı sorununuz varsa veya bu konuda endişeleriniz varsa, bir uzmana danışmanız önemlidir. Uzmanınız size uygun olan tedavi seçeneklerini değerlendirecek ve size en uygun olanını önerecektir.

Kisspeptin, libido üzerinde etkili olan önemli bir hormondur. Libido, cinsel istek veya cinsel dürtü olarak da bilinir. Kisspeptin, beyindeki cinsel dürtüyü ve üreme fonksiyonlarını düzenleyen mekanizmalarda önemli bir rol oynar.

Kisspeptin, hipotalamus bölgesinde üretilir ve cinsel olgunluğun başlamasını ve sürdürülmesini sağlar. Bu hormon, hipotalamustaki cinsel dürtü merkezlerini aktive eder ve cinsel isteği artırıcı etki gösterir.

Bazı araştırmalar, kisspeptin verilmesinin libido üzerinde uyarıcı etkileri olduğunu göstermiştir. Özellikle, düşük libido veya cinsel isteksizlik yaşayan bireylerde kisspeptin tedavisinin cinsel isteği artırabileceği bulunmuştur.

Ancak, kisspeptin ve libido üzerindeki etkileri hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Kisspeptin tedavisi veya diğer hormon tedavileri libido üzerindeki etkileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir

 

 kisspeptin ile erektil disfonksiyon arasında bir ilişki olduğunu gösteren bazı yayınlar vardır. Örneğin:

Bu yayınlar, kisspeptin’in erektil disfonksiyonun tedavisinde potansiyel bir ajan olabileceğini düşündürmektedir. Ancak bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiği de belirtilmektedir

Kisspeptin, henüz piyasada ilaç olarak bulunmayan bir hormondur. Kisspeptin tedavisi, sadece klinik araştırmalarda kullanılmaktadır. Kisspeptin tedavisi için kullanılan bazı formlar şunlardır:

  • Kisspeptin-54 (KP-54): Doğal olarak vücutta bulunan kisspeptin formudur. Enjeksiyon yoluyla verilir12.
  • Kisspeptin-10 (KP-10): Kisspeptin-54’ün etkin bölgesi olan 10 amino asitlik bir peptittir. Enjeksiyon yoluyla verilir3 .
  • GLP 1/KP10: GLP 1 ve kisspeptin reseptörlerini aynı anda aktive eden bivalent bir liganddır. Enjeksiyon yoluyla verilir.

GLP 1  için kabul   edilen ilaçlar ve etkileri 

Liraglutid ve semaglutid gibi GLP-1 analoğu ilaçların kilo kaybı üzerindeki etkileri klinik çalışmalarda incelenmiştir. İki ilaç da kilo kaybında etkili olabilir, ancak semaglutidin kilo kaybı üzerinde daha güçlü bir etkiye sahip olabileceği gösterilmiştir.

Liraglutid: Klinik çalışmalar, liraglutidin haftalık olarak kullanıldığında, 1-1.8 kg ile 5-10 kg arasında değişen kilo kaybı sağlayabildiğini göstermiştir. Bu kilo kaybı genellikle 6 ay ila 1 yıl arasında gerçekleşir.

Semaglutid: Semaglutidin kilo kaybı üzerinde daha güçlü bir etkisi olduğu bulunmuştur. Klinik çalışmalar, semaglutidin haftalık olarak kullanıldığında, 5-15 kg arasında kilo kaybı sağlayabildiğini göstermiştir. 68 hafta süren bir çalışmada, semaglutid kullanımıyla ortalama olarak 14.9 kg kilo kaybı elde edildiği bulunmuştur.

Dikkatte seçicilik  

 

Görüntler ve Sözler Karnımızı Doyurabilir mi ?

The Mindless Margin: Volitional Caloric Compensation in Humans" adlı çalışmadır. Bu çalışma, insanların farklı miktarda kalori alacağına inandırıldığı durumlarla, gerçekte aynı miktarda kalori aldıkları durumların ghrelin yanıtlarını nasıl etkilediğini araştırmaktadır.

Deneyde, katılımcılara farklı porsiyon boyutları sunulurken, gerçekte aynı miktarda kalori verilmektedir. Örneğin, bazı katılımcılara daha büyük bir porsiyon yemeği, diğerlerine ise daha küçük bir porsiyon yemeği sunulurken, her iki gruba da aynı kalori miktarı verilir. ( bunun daha farklı versiyonu   yiceklerin büyüklüğü   aynı ama    gruplara   verilen   yemeklerin sözel olarak farklı kalori   içeridiği belirtiliyor  gen aynı sonuç çıkıyor )

Sonuçlar, farklı porsiyon boyutlarına inanan katılımcıların ghrelin cevaplarının gerçekte aynı miktarda kalori aldıklarını düşünen katılımcılardan farklı olduğunu göstermektedir. Daha büyük porsiyonları tüketenlerde ghrelin ( açlık hormonu   açken mideden salınan ve iştahımızı artıran bizi  yemek arayama yönelten hormon) düzeyleri daha hızlı bir şekilde azalırken, daha küçük porsiyonları tüketenlerde ghrelin düzeyleri daha yavaş bir şekilde azalır. Bu da, beynin algılanan porsiyon boyutuna tepki olarak ghrelin düzeylerini değiştirdiğini göstermektedir.

Bu deney, algılanan porsiyon boyutunun ghrelin düzeylerini etkileyebileceğini ve iştah regülasyonunda rol oynayabileceğini göstermektedir. Ghrelinin, beynin besin alımı ve doygunluk sinyallerini algılama mekanizmalarıyla etkileşime girdiği düşünülmektedir. Bu tür çalışmalar, besin algısı, doygunluk hissi ve iştah kontrolü üzerindeki psikolojik etkileri anlamak için önemlidir.

The Mindless Margin: Volitional Caloric Compensation in Humans adlı çalışma ve dikkate seçicilik konusu, insan davranışının ilginç bir yönünü ortaya koymaktadır. Çalışma, insanların yiyecek alımlarını kontrol etme yetenekleri üzerindeki etkilerini araştırmış ve dikkat çekici sonuçlara ulaşmıştır.

Çalışmada, katılımcılara farklı porsiyon boyutları sunulurken, gerçekte aynı kalori miktarı verilmiştir. Araştırmacılar, insanların algıladıkları porsiyon boyutuna bağlı olarak yiyecek tüketimlerini ayarlamalarını beklemekteydi. Ancak, sonuçlar beklenenden farklı çıkmıştır. İnsanlar, daha büyük porsiyonlarla karşılaştıklarında daha fazla yemek tüketmişlerdir, fakat bu ekstra yiyecek miktarını fark etmemişlerdir.

Bu durum, "mindless margin" olarak adlandırılan bir fenomeni açıklamaktadır. İnsanlar, bilinçli bir şekilde farkında olmadan, algıladıkları porsiyon boyutuna göre daha fazla yiyecek tüketme eğilimindedirler. Bu, dikkatin seçiciliğini ve yiyecek seçimi konusundaki kararlarımızı etkileyebileceğini göstermektedir.

Bu bağlamda, dikkatin seçiciliği kavramı devreye girer. İnsanlar, çevrelerindeki uyaranlardan sadece belirli bir kısmına odaklanabilirler. Bu durum, yiyecek seçimi yaparken de geçerlidir. Görsel olarak daha büyük porsiyonlar, insanların dikkatini çekebilir ve bu da daha fazla yiyecek tüketmelerine yol açabilir.

Dikkatin seçicilik yeteneği, insanların beslenme davranışları üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Bilinçli bir şekilde farkında olmadan, insanlar çevrelerindeki kendileerini pazarlanan yiyecekleri algılayabilir ve bu da yiyecek seçimlerini etkileyebilir. Bu nedenle, dikkatin seçiciliğini anlamak ve bu fenomeni kontrol etmek, sağlıklı bir beslenme stratejisi geliştirmede ve kilo kontrolünde önemlidir.

The Mindless Margin: Volitional Caloric Compensation in Humans çalışması, insan davranışının karmaşıklığını ve dikkatin seçicilik etkisini gösteren önemli bir araştırmadır. Bu çalışma, yiyecek tüketimi ve obezite gibi konular üzerinde düşünmemizi sağlar ve beslenme alışkanlıklarımızı daha bilinçli bir şekilde değerlendirmemize yardımcı olabilir.

 

GLP 1   ilaç  mucize zayıflamayı getirirmi   mekanızması   nasıl çalışır 

GLP-1 (glucagon-like peptide-1), zayıflama üzerinde etkisi olan bir hormondur ve bazı zayıflama ilaçlarında kullanılan bir bileşendir. Ancak, GLP-1 tek başına mucizevi bir zayıflama çözümü sağlamaz.

GLP-1, bağırsakta salgılanan bir hormondur ve iştahı bastırır, tokluk hissini artırır ve besin alımını kontrol eder. Ayrıca, insülin salgılanmasını uyarır ve kan şekerini düzenler. GLP-1, özellikle tip 2 diyabetli bireylerde glisemik kontrolü iyileştirir.

Zayıflama ilaçlarında kullanılan GLP-1 agonistleri, GLP-1 hormonunun etkilerini taklit eder veya artırır. Bu ilaçlar, iştahı bastırarak kilo verme sürecine yardımcı olabilir. GLP-1 agonistleri, besin alımını azaltır, tokluk hissini artırır ve insülin duyarlılığını iyileştirir.

Ancak, GLP-1 agonistlerinin etkisi kişiden kişiye değişebilir ve tek başına kullanıldığında kilo verme sonuçları sınırlı olabilir. Bu ilaçlar genellikle diyet ve egzersiz programlarıyla birlikte kullanılır ve bireylerin yaşam tarzı değişiklikleri yapmasını teşvik eder.

Mekanizma olarak, GLP-1 agonistleri, GLP-1 reseptörlerine bağlanarak sinir ve hormonal sinyallemeyi etkiler. Bu da iştah kontrolünü düzenler, mide boşalmasını yavaşlatır ve kan şekerini düzenler.

Sonuç olarak, GLP-1 agonistleri zayıflama sürecine katkıda bulunabilir, ancak tek başına mucizevi bir zayıflama çözümü değildir. Bu ilaçlar, uygun bir şekilde kullanıldığında ve yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte uygulandığında kilo verme sürecine yardımcı olabilir.

 

 

 

Liraglutide Tedavisinden Sonra Fonksiyonel Hipogonadizmi Olan Obez Doğurgan Erkeklerde Cinsel ve Üreme Sonuçları: Ön Sonuçlar

Sandro La Vignera , Kavramsallaştırma , Veri iyileştirme , Yazma - gözden geçirme ve düzenleme , Rosita A. Condorelli , 1, Aldo E. Calogero , Rossella Cannarella , Yazma - inceleme ve düzenleme , 1 ve Antonio Aversa , Yazılım , Araştırma , Yazma - inceleme ve düzenleme 2
Fernando Cordido, Akademik Editör
 
(18-35 yaş) metabolik hipogonadizmli 110 erkek çocuk sahibi olma isteklerine göre üç gruba ayrıldı. Grup A, aktif olarak babalık arayan erkeklerden, Grup B, babalık istemeyen erkeklerden ve Grup C, halihazırda bir çocuk sahibi olan erkeklerden oluşuyordu. Grup A hastalara gonadotropin (ürofollitropin 150 IU haftada 3 kez ve insan koryonik gonadotropin 2000 IU haftada 2 kez), Grup B hastalara liraglutid (3 mg/gün) ve Grup C hastalara transdermal testosteron verildi. günde 60 mg). Tüm hastalar 4 ay süreyle tedavi edildi. 
Resim, illüstrasyon vb. içeren harici bir dosya. Nesne adı jcm-12-00672-g001.jpg'dir.
Resim, çizim vb. içeren harici bir dosya. Nesne adı jcm-12-00672-g002a.jpg'dir.
 
Resim, çizim vb. içeren harici bir dosya. Nesne adı jcm-12-00672-g003b.jpg'dir.
Resim, illüstrasyon vb. içeren harici bir dosya. Nesne adı jcm-12-00672-g004.jpg'dir.
 tedaviden sonra, onaylanmış IIEF-5 anketi ile değerlendirilen geleneksel sperm parametreleri ve erektil fonksiyondaki iyileşme, bu GLP1 analoğu ile tedavi edilen hastalarda gonadotropinler veya transdermal testosteron ile tedavi edilen hastalardan daha fazlaydı.
Başka bir çalışmada Jensterle ve meslektaşları, yaşam tarzı değişikliklerine zayıf yanıt veren obez erkeklerde 16 haftalık liraglutid (3.0 mg/gün) tedavisinin, transdermal testosteron ile tedavi edilen hastalara kıyasla güçlü kilo kaybına yol açtığını gösterdi. Ayrıca, liraglutid tedavisi serum TT, LH ve FSH düzeylerini önemli ölçüde artırdı; bu, gelişmiş cinsel işlevle ilişkiliydi [  ]. Bu bulgulara göre, mevcut çalışma, liraglutid ile tedavinin, serum TT düzeylerinde bir artış, hipotalamus-hipofiz-testis ekseni işlevinde iyileşme, obezite ve HOMA'nın antropometrik ölçümlerinde azalma ile birlikte hızla ögonadal durumlarını geri kazandığını göstermiştir. 
 

Anabolik Androjenik Steroid İle Tedavi Edilen Erişkin Erkek Albino Sıçanlarda Glukagon Like Peptide-1'in Serum Kisspeptin Düzeyine Etkisi

 

Belge Türü : Orijinal Makale

Yazarlar

Zagazig Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı* ve Mansoura Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı**, Mansoura, Mısır

Soyut

Arka
Plan: Anabolik Androjenik Steroidler (AAS), fiziksel görünümlerini ve performanslarını iyileştirmek için gençler ve sporcular arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak kullanımının cinsel sağlık ve metabolizma üzerinde olumsuz etkileri vardır. Glucagon Like Peptide-1 (GLP-1), hipotalamik-hipofiz ekseninin (HPG) nöroendokrin kontrolüne katılan ve GIT-beyin ekseninin bir bileşeni olarak üreme işlevlerinde önemli bir rol oynayabilen bir bağırsak hormonudur. Ayrıca hipotalamik nöropeptit
kisspeptin, Hipotalamik Hipofiz Gonadal (HPG) eksenini uyarır ve gonadotropin salgılanmasını kontrol eder. GLP-1 ve kisspeptinin her biri ile HPG ekseni arasındaki ilişkiyi incelemek için az sayıda araştırma yapılmıştır.
Amaç: (GLP-1)'in yetişkin erkek albino sıçanlarda AAS kullanımının neden olduğu bazı değiştirilmiş cinsel, metabolik ve histopatolojik değişikliklere karşı potansiyel koruyucu rolünü değerlendirmek.
Gereç ve Yöntemler: 40 erişkin erkek albino sıçan 4 gruba ayrıldı; Grup I (kontrol veya araçla işlenmiş), Grup II (GLP-1 + araçla işlenmiş), Grup III (AAS ile işlenmiş) ve
Grup IV (GLP-1 + AAS). Tüm gruplarda Vücut Ağırlığı (VA) ölçüldü ve Vücut Kitle İndeksi (VKİ) hesaplandı. Serum testosteron, Luteinizan Hormon (LH), Folikül Uyarıcı Hormon (FSH), kisspeptin, glukoz ve insülin düzeyleri ölçüldü, Homeostaz Model Assessment of Insulin Resistance (HOMA-IR) hesaplandı ve lipid profili tahmin edildi. Testisin histopatolojik görünümündeki değişiklikler incelendi. Testis ağırlığı, testis katsayısı, epididimal sperm sayısı ve motilitesi araştırıldı.
Bulgular: Çalışma,
Grup IV'teki (GLP-1 + AAS) androjenle tedavi edilen sıçanlara 5 hafta süreyle GLP-1'in periferik enjeksiyonunun, serum kisspept-tin, LH, FSH, testosteron ve sonuç olarak epidimal sperm sayısını önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu. Grup III'teki (AAS ile tedavi edilen) sıçanlarla karşılaştırıldığında motilite. Ek olarak, GLP-1 tedavisi, Grup III'e kıyasla Grup IV'te serum insülin, HDL ve TG düzeylerinde anlamlı bir değişiklik olmaksızın, açlık serum glukozu ve HOMA-IR, serum total kolesterol ve LDL düzeylerinde önemli düşüşler sağladı.
Sonuç: Uygulanan GLP-1, yetişkin erkek sıçanlarda AAS kullanımının neden olduğu bazı değişmiş cinsel, metabolik ve histopatolojik yan etkileri azaltabilir. Bu nedenle, AAS kötüye kullanımını yönetmek için yeni bir yaklaşım olabilir.
 
 
 

 



 

Sosyal Medyada Paylaş:

Soru Sor

Bunlar da İlginizi Çekebilir

kadinlarda-idrar-kacirma-uriner-inkontinans
Kadınlarda İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans)

Kadınlarda idrar kaçırma hayat kalitesini ciidi derecede etkileyen bir problemdir .Zo…

Adolf Butenandt
Testosteron Nedir ?

 Testosteron, insanlarda  ve  hayvanlarda  erkeğin dişiye  genetik  kod aktarımını   …

E-Bültene Kayıt Olun!

E-Bülten’e kayıt olarak en yeni haberler, duyurular ve güncellemelerden ilk siz haberdar olabilirsiniz...