Genç erkeklerde sertleşme bozukluğu ve COVID-19 arasındaki ilişkiyi araştıran ilk çalışmadan elde edilen verilere göre, COVID-19 erektil disfonksiyon (ED) gelişme riskini neredeyse altı kat artırıyor.
Ayrıca sertleşme bozukluğu aynı zamanda korona enfeksiyonuna yakalanma riskini artırıyor . Sertleşme bozukluğu olan erkeklerin COVID-19 olma olasılığı beş kat daha fazladır .
COVID-19 geçmişi olan erkekler için sertleşme bozukluğu gelişme ihtimali 5.66 idi.
Roma Tor Vergata Üniversitesi, endokrinoloji ve tıbbi seksoloji profesörü Emmanuele A. Jannini tarafından yürütülen çalışma, 20 Mart'ta Andrology'de yayınlandı .
"Cinsellik için için Maskeyi yukarı çekin"
Sertleşme bozukluğu, COVID-19'un hem kısa vadeli hem de uzun vadeli bir komplikasyonu olabileceği öne sürülüyor.
Gerçekten hastaneye başvurularda da buna tanık oluyorum bir kaç önce korona geçirdiğini arkasından düzelmeyen sertleşme bozukluğunu başladığını söyleyen vakalar gelmeye başladı.
Korona ile ilgili diğer çalışmalara baktığımız zaman ise testosteronu düşük olan hastaların koronaya yakalanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu . Korona gelişen hastada ise testosteronu düşük olan hastalarda koronanın daha agresif ve ölümcül seyretiği tespit edilmiş. Korona geçiren hastalarda testosteronda düşme tespit edilmiştir
Endotel hasarı metabolik sendrom diabet sigara kullanımı gibi durumlar aslında hem testosteron da düşme sağlar aynı zamanda korona zatüresi için riski faktörü taşımaktadır ve ortak yönleri vardır .
Korona ve kısırlık üzerine yapılan çalışmalarda ise henüz anlamlı sonuçlar bulunamamıştır ama ateşli hastalık seyri düşen testosteron seviyesi nedeniyle çok da parlak sonuçlar beklememek gerekiyor
Sözün özü erkeklerde kadınlara göre korona daha ölümcül seyrediyor COVID aşısı yaptırılmalıdır. Bu aynı zamanda maskeyi kullanmak için yepyeni bir anlam katıyor - Cinselliği sürdürmek için maske yukarı" diyoruz. "Cinsel işlev bozukluğunu önleme ek yararı olabilir."
Yaşlılık, diyabet, yüksek vücut kitle indeksi (BMI) ve sigara içmenin COVID-19'a yakalanma riskini artırdığına biliyoruz.
"Bunlar ED için risk faktörleriyle aynıdır. Çalışmamızın sonuçları ED, endotel disfonksiyonu ve COVID-19'u birbirine bağlayan patofizyolojik mekanizmalarla uyumludur. Temel olarak, endotel disfonksiyonu her iki durumda da yaygındır [COVID-10 ve ED].
COVID sonrası endotel disfonksiyonunun bir tür biyobelirtecini bulmak istiyoruz, çünkü enfeksiyondan sonra uzun süre birlikte var olan birçok sekel var gibi görünüyor" diye ekledi. "Bir hastaya COVID'den sonra ED olup olmadığını sormak, sistemik sağlık için bir ölçü sağlayabilir."